GİZ/Lİ/DİR GÖRÜNTÜ

Giz/li/dir  Görüntü

Görüntünün tarihi aldatmacaların, yanılsamaların ve san(r)ıların tarihidir. Daima gördüğümüzü sanırız. Ama görmek olanaksızdır. Her ‘görüş’ bir izlenimdir.  Gerçeğin görüntüsü olmaz. Belki görüntüsünün bir saklı gerçeği vardır.

İnsan, görmenin olanaklarını yaratmak için önce perspektifi buldu. Sonra perspektifi reddetti. Nihayet sanallıkla bütünleşti. Bunlar görüntünün bulamayacağı gerçeği arayışının öykü durakları. Geriye sadece görüntünün gerçeği kalıyor.

Erhun Şerbetçi gerçeğin bittiği yerde kuruyor görüntüsünü. Gerçeğin yansımasını yakalıyor. Fakat sonra onu dönüştürüyor. Bize olanla olmayan arasında nerede ve nasıl asılı kaldığımızı anımsatıyor. Bu nedenle antik mekanların görüntüsünü getiriyor bize. Ama o görüntüyü yeniden kurguladığında geçmişle bugünün gerçekle imgeselin gerilimini hissediyoruz.

Her fotoğraf özneldir. Her fotoğraf olabilecek en küçük zaman parçasına aittir. Her fotoğraf bir seçimdir. Ve bu özellikleri fotoğrafı bir anın, bir gerçeğin ve nesnelliğin olmaktan çıkarır.

Böylelikle sanatla fotoğraf arasındaki sınırda yürür fotoğrafçı ve izleyen. Duran nesnenin görüntüsüne yüklenen öznellikle, oradan hareket ederek yeniden yaratılmış görüntünün ilişkisi özünde sanatın serüvenidir. ‘Mimesis/taklit’ bittikten sonra yaşanan büyük serüvenden söz ediyoruz: sanatın ve görüntünün giz olma, gizli olma evresi. Daima ‘yok’ olan, hiç olmayan görüntünün görüntüsü...

Erhun Şerbetçi’nin olanla olmayan, giz/li olanla açık olan arasında salınan görüntüleri, sanatın büyük serüveninde bir durak!... ve bize yöneltilmiş giz/li bir soru: neyi görüyoruz?...

Görüyor muyuz?...

Sanatçılar

Erhun Şerbetçi

Doç. Dr.

Basın Yansımaları